28 Şubat 2013 Perşembe

BEBEK ŞEKERİMİZ

Kısa bir süreliğine blogumdan ayrı kaldıktan sonra nihayet geri döndüm.Bu sıralar bütün düzenimizi yeniden kuruyoruz desem sanırım yanılmış olmam.Hamilelik iznine çıkmamla birlikte hayatımdaki yoğunluk daha fazla arttı sanırım.Malum beyfendilerin gelmesine beş hafta kaldı...Dün doktor kontrolünde doktorumuzun da onayladığı üzere bol iştahlı küçük bir yemek canavarı bekliyoruz.Annesi yesede yemese de her şeyi silmiş süpürmüş benim oğlum.Kime çektiğini düşünmemize bile gerek yok sanırım boşuna küçük kirpi demiyorum ona =)


Tüm bu yoğunluklar arasında bir yandan da uğraşıp Toprak Bey'in bebek şekerlerini hazırladık ve bitirdik.Kendine iş çıkarmaya pek meraklı bir çift olarak şekerlerimizi de kendimiz yapalım dedik.


Araştırıp minik cam şişeler satın aldık öncelikle...Daha sonra kendim elde minik bir kirpi logosu çizip bilgisayara attım ve şişelere yapıştırmak üzere photoshop programında etiketler hazırlayıp sticker şeklinde çıktılarını aldım.Sonra da elimize kuvvet tek tek kestik bu stickerları ve şişelerimize yapıştırdık.Şişelerimize minik şekerlerimizi de doldurup mantar tıpalarla ağzını kapatıp mavi kurdele ile de süsleyince bebek şekerlerimiz de hazır olmuş oldu.

Bebek şekerlerimizi hazırlamayı bu kadar kolay anlattığıma bakmayın kesinlikle çok fazla vaktimizi aldı.Kirpi de ben de işten gelince kaç akşamımızı bunların yapımına harcadık.Vaktiniz bolsa tavsiye edilir efendim, bizim gibi işe güce fazla meraklı olmaya çok da gerek yok =)

7 Şubat 2013 Perşembe

BARCELONA_İspanya

Yaz çoktan bitti  sonbahar geçti en azından kışı geçirmeden tatilimizi bir an önce paylaşmak istedim.Yine turlara bağlı kalmadan gezmek isteyenler için bu sefer de İspanya paylaşımlarım...

 
Geçtiğimiz yaz nereye gideceğimizle ilgili eşimle sık sık karar verip sonra da sürekli değiştirdik.Sanırım İtalya'dan sonra çoğu yer tam içimize sinmedi =) İngiltere yok Orta Avrupa yok Almanya derken döndük dolaştık İspanya'ya gitmeye karar verdik.Aklım hep sıcak Avrupa ülkelerinde sanırım.Barselona ve Madrid şehirlerini içeren bir haftalık bir organizasyon yaptık.Biz bu organizasyonları yaparken bebişimizde bize bir organizasyon hazırlığındaymış ki tam da tatile çıkmamıza 4 gün kala hamile olduğumu öğrendik ve bebikimizle ilk tatilimize çıktık.
 
Otelimizi yine www.hrs.com dan, uçak rezervasyonumuzu ise İspanyol İberia Havayolları'ndan Barselona gidiş Madrid dönüş olacak şekilde yaptık.Şehir içi transferlerde yine yoğunlukta metro hattını kullanmayı tercih ettik.Barselona'daki metro yolculuğunuz için unutmadan hemen bir öneri, kesinlikle T-10 yani 10 kullanımlık toplu taşıma bileti çıkartın.Süre sınırı olmayan bu onlu bilet 3-4 günlük tatiliniz için hem ekonomik hem de çok kullanışlı olacaktır.
 
Küçük organizasyon ipucularından sonra biraz da gezilecek yerlere bakalım.Biz ilk dört günümüzü Barselona'da geçirdik.Katalanların özerk bölgesi olan Barselona'dan ve Katalan halkından gayet memnun kaldık biz.Katalanlar gayet sıcakkanlı, sempatik insanlar.Bakkal, manav hangi dükkana girerseniz girin hepsi "hola" diyerek karşılıyorlar sizi.Sonra bir bakmışsınız daha ikinci günden siz de bir mekana girdiğinizde hola der olmuşsunuz...

İşte fotoğrafta da İspanya'nın en yakışıklı ve en sempatik erkeği...
 
Aaa pardon o benim kirpimmiş yahu =)

Biz gezimizin ilk gününe hemen ünlü mimar Gaudi'nin meşhur La Sagrada Familia'sı ile başladık.Gaudi'nin muhteşem geometri bilgisinin yapıya dönüştüğü bu bazilikadan etkilenmemeniz mümkün değil.Ama maalesef Gaudi yapıyı tasarlamasına rağmen bazilika yapım aşamasında iken bir kaza sonucu hayatını kaybetmiştir.
 
Kubbe içi ve tavan detaylarına hayran kaldım...


İşte Gaudi'nin diğer yapıları:
Casa Mila
 

Casa Battlo, mimari açıdan önemli olan yapıları gündüz gezmenin yanı sıra bir de gece görüntüleriyle görmenin önemli olduğuna inanan bir tipleme olaraktan bu binayı gözden çıkarmış gece görüntüsüne vakit kalmayacağını düşünmüştüm.Ta ki kirpiyle spontane gezdiğimiz bir gece tesadüfen indiğimiz metro istasyonundan tam bu binanın önüne çıkıverene kadar =)
 
Park Guell
 
 

 
 

La Ramblas şehrin en ünlü ve en kalabalık caddesi.Ayrıca cadde üzerinde La Boqueria kapalı pazarı ve güzel bir iç avlu olan Plaça Reial var.La Boqueria da çeşit çeşit meyveleri bulmanız mümkün.
 

 
Karışık meyve tabaklarından hemen denedim ben tabi.Çünkü burada farklı meyveleri tatma şansınız da var.Aşağıdaki fotoğraftaki pitaya da bu değişik meyvelerden bir tanesi...



Baklava ve kataifi kelimeleri gayet tanıdık geliyor, sanırım arap kökenli birisinin kurduğu tezgahlardan biriydi.Hiç bu kadar büyük dilimlenmiş baklava da görmemiştim.

Yine yakın bölgede özellikle alışveriş için dolaşabileceğiniz Plaça de Catalunya ve Passeig de Gracia bulunmakta.
 
Şehrin eski bölümü olan Barrio Gotic bölgesi de yine atlanmaması gereken yerlerden.Daracık İspanyol sokaklarında mutlaka gezinmeli ve yine bu bölgede bulunan Picasso Müzesi'ni gezip çılgın ressam Picasso'nun resim hayatının aşamalarını ve enteresan değişimini incelemelisiniz.
 



 
Cansız gibi duran abla sadece para kazanmaya çalışan bir sokak sanatçısı...

 
Yolumuzu kesen sevimli bir eşkiya =)


Ayrıca yine Barrio Gotic bölgesindeki diğer bir müze Frederic Mares'i gezip İspanyol kültürüne ait eski objeleri, krallık zamanında kullanılan günlük eşyaları yakından inceleyebilirsiniz.



Aslına bakarsanız şehirde gezilmesi gereken yerler listemde tam 40 adet kalem var =) Listemi görünce kirpinin dudağı uçuklamıştı...Ben burada en önemlilerini yazmaya çalıştım.
 
Barselona'daki gidebileceğiniz başka bir bölge sahil kesimi.Şehirde boylu boyunca bir sürü plaj var ve hepsi de yeteri kadar kalabalık.Turistlerin gençlerden oluşan büyük bir bölümü de gününü plajlarda değerlendiriyor ama ben deniz keyfi yerine şehri gezmeyi tercih ettim doğrusu, yaşlanıyor muyum ne =)
 
Şehrin diğer bir bölümüne geçersek burada da Plaça Espanya ve az ilerisinde ulusal müze var.Burada yine kaçırılmaması gereken bir nokta akşamları belirli saatlerde yapılan müzikli fıskiye gösterisi.The Magic Fountain of Montjuic'i cumartesi akşamı izleme fırsatı bulduk kesinlikle eğlenceli bir gösteri.
 


Merak edenler için küçük bir video ekliyorum gösteri ile ilgili...
 


Pablo Espanyol mutlaka gezilmesi gereken başka bir yer...Sonradan bir İspanyol köyünün canlandırması olarak yapılmıştır, gezmesi gayet keyifli olmuştu.
 




Evet bir beyaz hastası olarak bu sokakta yaşamayı teklif ediyorum.Tam benlik...




Bu arada futbol meraklıları için de Barselona takımının meşhur sahası Nou Camp var.Bu ünlü stadyumu ve müzesini gezebiliyorsunuz, fakat ben de fotoğrafı yok çünkü yakınından bile geçme ihtiyacı hissetmedim =)
 
Yemekler konusuna gelince doğrusu pek bana göre değildi bu mutfak.Balık dışındaki deniz ürünlerini sevmediğim için menülerin zaten büyük bir bölümünü elemek zorunda kaldım.Bir sahil şehri olan Barcelona'da deniz ürünleri mutfaklarında önemli bir yer kaplıyor.Marketlerinde de sıklıkla karşılaşabilirsiniz deniz ürünleriyle...Eğer deniz ürünlerini seven birisi iseniz burası bu konuda bir cennet.
Bunun dışında bir de meşhur tapasları var.Sıklıkla sokaklarda tapas barlarla karşılaşabilirsiniz.Tapas dedikleri bizim mezelerimiz gibi diyebiliriz.Genellikle akşamları çeşit çeşit tapas tabakları ile atıştırma yapıyorlar ana yemekten önce.
İşte bizim karşılaştığımız ama bir kısmına dokunamadan masadan göndermek zorunda kaldığımız diğer bir kaç çeşit tapas.Soslu zeytin, midye, yine midyeli peynirli domates salatası, domuz eti....Midyeli ve domuz etli olanları geri göndermek zorunda kaldık.O yüzden bu tapaslar bana fazla keyif vermedi doğrusu.


Onu yeme bunu yeme peki ne yedin sen diyebilirsiniz.İşte bir öğünde tükettiğim ve yine beğenmediğim meşhur Paella ları.Bizim bulgur pilavımıza benziyor doğrusu =) Safran ile pişiriliyor ve asıl olarak deniz ürünlü  olanı tercih ediliyor.Aslında tavuklu, midyeli, sebzeli vs. olmak üzere bir çok çeşidi mevcut.Ben sebzeliye atladım hemen ama ııı yok bu meşhur lezzetlerini de sevemedim ben...
 
Benim gibi İspanyol mutfağını sevemeyenler için alternatif bir çok İtalyan restoranı var.Yaşasın pizza =) Yalnız yediğim pizzanın fotoğrafı bile yok çünkü saatlerce aç gezip of ya ne yiyeceğiz diye kirpiyle birbirimizi yedikten sonra pizzayı bulunca hemen indirivermişiz mideye =)
 
Bu arada atlamadan bir de kahvaltı öğünleri var.Açıkçası kahvaltı kültürlerinin zengin olduğunu söyleyemem.Otellerin çoğu kahvaltı vermiyor zaten siz dışarıda kahvaltı yapacak bir yer aramak zorunda kalıyorsunuz.Sonra aramak zorunda kaldığınızda otellerin neden kahvaltı vermediğini anlıyorsunuz =) İşte ilk kahvaltı maceramız.Yumurta bulmayı başarmışız....
 

Menümüzde kabaklı yumurta, zeytinyağlı domatesli ekmek, kruvasan ve sallama çay var.

İlerleyen günlerde pans adında bir sandviççi keşfettik ve sabahları ekmek arası sandviçlerle kahvaltı yaparaktan biraz rahatladık.
 

Ama yiyecekler konusunda güzel bir haberim var her taraf meyve marketlerle ve çeşit çeşit meyvelerle dolu.Bizim ara öğünlerde en büyük yardımcımız olmuştu meyve marketler.Karpuzu dilim halinde bile alabiliyorsunuz buralardan.

Şimdi İspanya'dan neler alalım kısmına gelirsek öncelikle alışveriş mekanınızın kesinlikle Barselona olmasını tavsiye ederim.Çeşit çeşit yelpazeler, o dans ederken kullandıkları meşhur şallar ve takılar dışında son bir alternatif çok güzel oyuncak bebekler var.Ha bir de benim gibi gittiği yerlerden değişik şaraplar edinmeyi alışkanlık edinmiş birisi iseniz o meşhur sangrialarından alabilirsiniz.Sangria meyveli bir şarap türü ve İspanyollar bunu sıkça tüketiyorlar.Ben merakımdan başka şaraplarda seçtim bir güzel.Tabi bunların tadına bebişimden dolayı bakmadım o yüzden pek de bir fikrim yok meşhur şaraplarının tadları ile ilgili.Şimdilik evde yıllanıyorlar =)


 
 
 

 
 
 
Genel olarak güzel ve kesinlikle insanların rahat yaşamaları için düzenlenmiş gelişmiş bir şehirdi Barselona.Beni burada en çok mutlu eden şey Gaudi'nin eserlerini yakından görmek ve kahvaltıda domuz eti olmayan sandviçleri bulmaktı.Kirpiyi ise sanırım yapı olarak Sagrada Familia mutlu ederken en huzurlu anlarını ise yeşilliklerin ortasında havuzun başında kimse tarafından rahatsız edilmeden uyuyunca yaşadı.
 
Başımıza gelen en garip olaysa İspanyollara yol tarif etmemizdi.Sanki kendi şehirlerini onlardan daha iyi biliyormuşuz gibi.Gerçi koskoca İstanbul'da bir sürü insanın arasından yol sormak için bir turisti seçmiş olan bana kaderin bir cilvesi olsa gerek bu =)  

1 Şubat 2013 Cuma

GÜLŞAH'IN MİMİ

Sevgili Gülşah beni mimlemiş, teşekkür ederim...Sorular biraz gözümü korkutsa da en azından mimin birinci bölümünü elimden geldiğince cevaplamaya çalıştım.Bu mimi bir çok arkadaşımda gördüğüm için devamında kimseye göndermeyi tercih etmedim =)

Kitaplara eş değerde sevdiğin bir şey var mıdır? Varsa nedir?
Dekorasyon dergilerini çok severim.Maison Francaise,Home Art ve Evim dergisi favori dergilerimdir.
 
Takma adın var mı? Varsa o adı neye göre seçtin ya da sana nasıl hitap edilmeye başlandı? Yani hikayesi nedir?
Eşim ve kızkardeşim "gülüm" der...Annem arada "güloş" diye seslenir...Küçükken erkek kardeşim "gülişko" derdi şimdi büyüdü adam oldu ya artık demeyi yakıştıramıyor kendisine =)
 
Kitap okurken aynı anda şarkı dinleyenlerden misin? Belirli kitaplarla özdeşleştirdiğin şarkılar var mı? Varsa bunlar nelerdir?
Hayır hiç sevmediğim şeylerden bir tanesidir.İkisini ayrı ayrı yapıp adam akıllı tadına varmaya çalışırım.
 
Seri kitapları mı daha çok seversin yoksa tek kitapta herşeyin olup bitmesinden hoşlananlardan mısındır?
Tek kitaplar tercihim öbür türlü sıkılma ihtimalim yükseliyor.Bazen tek kitapta bile sıkılıp kolayca bırakabildiğimi düşünürsek seriler hiç bana göre değil...
 
Hayatta en çok gerçek olmasını / senin olmasını istediğin şey nedir?
Mutlu bir yuva, ömrümün sonuna kadar seveceğim bir erkek ve ondan olacak bir çocuk.Kalbimin sahibini buldum, 9 hafta sonra da oğlumuzu bekliyoruz inşallah bu tabloyu tamamlamak için =)
 
E-book mu yoksa eski usul,ellerinde hissedebileceğin kitapları mı okumayı tercih edersin?
E-book'ları sevemedim bir türlü.Şöyle yayıla yayıla rahatça elimde tutarak okuyacağım bir kitabın yerini asla tutmuyorlar.
 
En sevdiğin şarkıcı / grup ve onun / onların en sevdiğin şarkısı nedir?
Şebnem Ferah sevenlerdenim.
 
Kendin hiç ayraç yaptın mı? Yaptıysan eğer kendi yaptıklarını mı yoksa kitapların orjinal ayraçlarını mı tercih edersin?
Orijinal ayraçları kullanırım hiç ayraç yapma ihtiyacı hissetmedim.
 
En sevdiğin,bir anlamda hayatını etkileyen ünlü bir alıntı / alıntılar var mıdır?
Düşüncenin gücüne inanan birisi olarak bir hastanenin duvarında okuduğumdan  beri beni çok etkilemiş Mevlana'nın sözleri vardır...

"Kardeşim sen düşünceden ibaretsin
Geriye kalan et ve kemiksin
Gül düşünürsen gülistan olursun
Diken düşünürsen dikenlik olursun"
 
En sevdiğin mevsim hangisidir?
Kesinlikle yaz.Sabah uyandığımda gözüme güneş ışıkları giriyorsa tamamdır...
 
Dürüstçe cevap vereceğini varsayarak soruyorum.Elinde bir şeyleri değiştirecek güçte tek kullanımlık bir güç olduğunu düşünelim.Bu kadar büyük bir şans avuçlarındayken bencillik edip kendi isteklerin doğrultusunda mı kullanırdın yoksa daha geniş düşünüp herkesin yararına olan bir değişiklik yapmak için mi kullanırdın? Ve bu değişiklik (bencillik edip de yaptığın yada herkesin yararına olan) ne olurdu?
Adalet takıntılı bir insan olarak gelir adaletsizliklerini gidermek için elimden geleni yapardım.Sadece parasıyla adam olduğunu zanneden vasıfsız insanlar deli eder beni...