29 Ekim 2011 Cumartesi

CUMHURİYET BAYRAMIMIZ

29 Ekim 2011...Hepimizin Cumhuriyet Bayramı kutlu olsun, bugün Cumhuriyetimizin 88. yılını kutluyoruz.Önce Hakkari'deki 24 şehidimiz, ardından Van depremi.Belki biraz buruk bir bayram ama ulu önder Atatürk'ün 10. Yıl Nutku'nda da değerlendirdiği gibi bugün "en büyük bayram".


Atatürk'ün Cumhuriyetin 10. yılı kutlamaları sırasında çekilen fotoğrafı

Evet hepimizin haberlerde gördüğü gibi bugün kutlamaların yapılmaması için bir genelge yayımlanmış, yürüyüş ve resepsiyonların iptali istenmiş.Bazı şeyleri körü körüne savunmayı sevmiyorum fakat bizim için en büyük bayram olan Cumhuriyet Bayramı'mızın kutlamalarının iptali hayatımda duyduğum en saçma şeylerden bir tanesidir sanırım.Van depreminde ölenler için hepimiz üzüldük, evini yakınlarını kaybedenlerin acısını hepimiz paylaştık.Tek yürek olmak, acıları paylaşmak resmi geçitlere kadar kutlamaları iptal etmekse ben bu anlamdaki tek yürek olmayı kabul etmiyorum.Depremde binaların enkazında insanlar can çekişirken hala kadın programlarında koca arayanların olduğu, yok rüküş olmuşsun yok olmamışsın tartışmalarının yapıldığı bir ülkede acıyı paylaşmak bu ise ben bunu kabul etmiyorum.Cumhuriyet Bayramı bir düğün değil bir kutlamadır.Tamam konser, havai fişek kutlamaları vs. bunlar iptal edilsin fakat resmi geçitlerin iptali neden fazla gelmiştir bunu anlayamıyorum.Özelikle okuduğum bir yorum beni çok üzdü, o yorumu yapan kişi diyor ki; "cumhuriyetimiz bir yere kaçmıyormuş bir kere de kutlamayıverelimmiş". Pes diyorum susuyorum ve şu yukarıdaki mavi gözlere bir daha bakıyorum...Tekrardan hepimizin bayramı kutlu olsun.

19 Ekim 2011 Çarşamba

MEYVE SALATASI

Eğer meyvelerle aranız iyiyse ve hafif güzel bir tatlı arıyorsanız ya da meyveyi çooook seven bir kocanız varsa ona küçük güzel bir sürpriz için meyve salatası güzel bir alternatif.Mevsimine göre kendi kombine edeceğiniz meyvelerle farklı lezzetler yaratmak sizin zevkinize kalmış.Benim tercihim şimdilik muz, kivi ve elma üçlüsü işte sonucu bu...

Malzemeler:
  • 2 adet elma
  • 2 adet muz
  • 3 adet kivi
  • 1 paket krem şanti
  • Süt
Üzeri İçin:
  • Nar
  • Rulokat
Yapılışı: Öncelikle paketin üzerindeki tarife göre krem şantimizi hazırlayalım ve kıvamının oturması için buzdolabına koyalım.Bu arada meyvelerimizin hepsini küçük küçük doğrayalım ve kararmaması için doğrar doğramaz muz ve elmayı limonlu suyun içinde bekletelim.Limonlu sudan çıkardığımız elma ve muzumuzu doğradığımız kivilerle karıştıralım.Daha sonra kup bardağımızın en altına hazırladığımız krem şantiden biraz koyalım.Üzerine meyve karışımımızı kup bardağımız dolana kadar ekleyelim.En son meyve karışımımızın üzerine tekrar biraz krem şanti koyalım, nar ve rulokat ile süsleyelim.Afiyet olsun...

13 Ekim 2011 Perşembe

ORGANİK DOMATESİMİZ

Evetttt artık biz de kendi bitkilerimizi yetiştirmeye başladık.Hem de istemeden, nasıl mı oldu tesadüfen oldu desek çokta yalan olmaz açıkçası.İşte sevgili minik domateslerimiz...



Sevgili kocamın organik toprak yapma çabasıyla bulduğu artık sebzeleri, meyveleri balkondaki bir saksıya atması sonucu bu tatlı domateslere sahip olduk.İlk başta açıkçası pek ilgilenmedim çünkü aklımda anneannemden aldığım kadife tohumlarını ekip onları büyütmek vardı.Yok az su verdin yok çok su verdin karmaşasıyla geçen kısa bir sürenin arkasından mart sonunda diktiğimiz kadifelerimiz kısa bir sürenin arkasından bir bir toprak üstüne filizlerini çıkartmaya başladılar.Buraya kadar her şey beklediğimiz gibi fakat diğer boş saksımızda da kendi kendine bir filiz yetişmeye başlamıştı.Önceleri yabancı ottur diye yine önemsemediğim bu filizin biraz daha büyüyünce domates olduğunu anladık.Kısa bir süre sonra yanında başka bir filiz daha baş gösterdi ki buda bildiğimiz sivri biberlerdi.Yani organik toprak yapalım diye çıktığımız bu yolculuktan elimizde bir domates, bir de biber bitkisiyle geri döndük.Planlı diktiğimiz kadifelerde cabası.

Sağda kadife çiçeklerimiz solda aynı saksıda biten domates ve biberimiz

Bunlarda anneannemin kadife çiçekleri

İşte bu istemeden dikmiş bulunduğumuz domates büyüyüp birde minik bir domates verince mutluluğumuza diyecek yoktu doğrusu.Zannedersin koskoca bir bostanımız var, altı üstü yemyeşil küçücük bir domates.Arkasından diğer domateslerde gelmeye başladı.İlk göz ağrımız olan domatesimiz kızarıp büyüyünce onu pek üzülerek yedik...Marketten kilolarca alınca bu kadar önemli gelmezdi bana, kendi elimizle bir tanecik yetiştirince pek bir kıymetli oluyormuş.Küçük şeylerle mutlu olmak bu olsa gerek...