31 Aralık 2012 Pazartesi

OYUNCAK TOP YAPIMI

Babasından oğluşa sevimli mi sevimli el yapımı bir oyuncak top =) Sevgili eşim nam-ı diğer kirpi oğluş için kırmızı-beyaz keçeleri kullanarak el emeği mini bir oyuncak top yaptı.


Annesini bu kadar tekmelemeye bayıldığına göre topu da sever diye düşündük ve babası hemen işe koyuldu.Kaç aylıkken bu topu algılayıp elle tutabilir hale gelir bilinmez ama onun için bişeyler yapabilmek şimdiden en büyük hobimiz oldu.Yapmak isteyenler için aşamaları ile nasıl yapıldığı işte burada kirpinin bloğunda...Ben bayıldım bu minik topa umarım sizlerde beğenirsiniz...

25 Aralık 2012 Salı

BİR DİKİŞ KUTUSU DAHA

Daha önce kendim için ilk tecrübe bir dikiş kutusu yapmış görmemiş misali almış salonumun baş köşesine koymuştum =)
 
Bize geldiğinde eşimin ablası kutuyu görünce çok hoşuna gitmişti ve o gün bir tane de ona yapmaya karar vermiştim.Kısmet bugüneymiş...Kutunun dışını aynı renk boyayıp diğer detaylarını değiştirerek böyle bir kutu oluşturdum.Benim çok hoşuma gitti, kendisine cumartesi günü doğum günü hediyesi olarak verilecek bu kutu umarım Mine Abla'm da beğenecek.
 
 









Kutunun yapılış aşamalarını bir önceki kutumda daha ayrıntılı anlatmıştım detaylarını öğrenmek isteyenler işte buradan daha önceki yazıma bakabilirler.Bu kutuda teknik olarak farklı denediğim tek şey stencil çalışması oldu.



Açıkçası ilk defa denedim bu stencil denen tekniği ve çok çok başarılı olduğumu söyleyemeyeceğim =) Stencil kalıbını çıkardıktan sonra biraz boyamı taşırdığımı fark ettim ve biraz rötuşlar yapmam gerekti.Acaba normal düz fırça kullanılmıyor mu bu stencil çalışmasında bilen varsa yardımlarını bekliyorum =)


17 Aralık 2012 Pazartesi

PAMO'NUN MİMİ

 
 
 
Genellikle mantığım ön plandadır.Mantığımı iptal eden ve duygularımla karar verdiğim tek kişi sevgili kirpim kocamdır.
 
 
 
İnsanların bir kısmının mutsuz olmak için gerçekten haklı sebepleri var sağlık problemleri, parasızlık, aşksızlık vs. gibi...Fakat bunlar yolundayken hala mutsuzsa bir insan tatminsizdir ne diyeyim.
 
 
 
 
 
Çoğunlukla savunurum fakat susuyorsam bu karşımdakinin çok daha büyük bir tehlike altında olduğunu gösterir =) Çünkü susmuşsam darbe büyük gelmiştir bana ve kin tutmaya başlamışımdır hemen...
 
 
 
 

14 Aralık 2012 Cuma

AYLİN'İN İRMİK MUHALLEBİSİ

Hafta sonu ofis keyfimizden Aylin'in yaptığı bir kare daha...Ayfer Abla'nın hazırladığı güzel bir kahvaltı keyfinin ardından Aylin'in lezzetli ama muhteşem hafif tatlısı ile de bir güzel çay keyfi yaptık.Aylinciğim ellerine sağlık uğraşmış bir de yıldız kalıplarla kesmiş getirmiş bize bu tatlıyı =) Yapımı gayet kolay gözüküyor işte hafif bir süt tatlısı yapmak isteyenler için Aylin'in o güzel tariflerinden bir tanesi irmik muhallebisi...
 
 
 
Malzemeler:
  • 1 lt süt
  • 8 yemek kaşığı irmik
  • 10 yemek kaşığı toz şeker
  • 2 yemek kaşığı hindistan cevizi
  • 1 paket vanilya
Yapılışı: Vanilya hariç bütün malzemelerimizi tenceremizin içinde çırpma aleti yardımı ile karıştıralım ve ocağımızda pişirmeye başlayalım.Karıştırmayı bırakmadan sütümüzün kaynamasını bekleyelim ve kaynayınca vanilyayı da ekleyip ocağımızın altını kısıp karıştırmaya devam edelim.Bir kaç dakikalık bir kaynamanın arkasından muhallebimiz kıvamını alacaktır.Tabanı hafifçe ıslatılmış cam servis tabağımıza pişen muhallebimizi dökelim ve ılıdıktan sonra buzdolabına kaldırıp iyice soğuduktan sonra servis edelim.
 
Not: Servisi çikolata sos ile ya da daha hafif olsun isterseniz tarçın ile yapabilirsiniz...

1 Aralık 2012 Cumartesi

6. AY

Artık 6. ayımızdayız...Çok güzel geçen 5. ayımızın arkasından her ay olduğu gibi elimle doldurduğum ayın işaretini yaparaktan işe gitmek için evden çıkmadan önce aynada bir fotoğrafımı çektim hemen.
 
 
 
Şaka maka 23. haftamıza gelmişiz bir de şaka maka 8 kiloyu alıvermişiz.Yaklaşık 17 hafta sonra şu anda sabırsızca karnımda dönüp duran hareketli oğluşumuzu kucağımıza alacağız inşallah.O kıpır kıpır ayaklarını ısıracağım o zaman işte.Malum beyfendiler nedense akşamları tam da uyumak istediğim saatlerde spor yapmayı tercih edip tekmelerini sağlı sollu indirip, uykumun kaçmasına sebep oluyorlar da bu ısırıkları şimdiden hakettiler =)))
 
Normalde kendi fotoğraflarımı bloğuma eklemek pek adetim değildir ama bugün böyle küçük bir paylaşımda bulunmak ve konuyu hemen küçük bir yardım kampanyasına bağlamak istedim.Bir blogger arkadaşımız sp'li çocuklar için gönüllü olarak çalışıyor ve onlar için yardım topluyor.En çok eşofman takımları,çeşitli çamaşırlar ve kırtasiye malzemelerine ihtiyaçları olduğunu söylüyor.Katkıda bulunmak isteyen arkadaşlarım işte buradan ona ulaşıp adres bilgilerini alıp ufak tefek ne alabiliyorlarsa çocuklar için onu gönderebilirler.Herkese güzel haftasonları...

27 Kasım 2012 Salı

ZEYTİNYAĞLI TAZE FASÜLYE KAVURMASI

Geçtiğimiz hafta sonu arkadaşlarımız misafirimizdi. Zeytinyağlı taze fasülye kavurmasını da o zaman denemiştim.Aslında bu kavurmayı anneciğim yumurtalı,domatesli yapar ve sıcak bir şekilde servis eder.Ben ise gelenlerin yakın arkadaşım olmasına güvenerekten de  biraz içerik değişikliği yaptım ve soğuk zeytinyağlı olarak bu lezzete menümde yer verdim.


 
 
Ayrıca unutmadan ekleyeyim malzemelerden soğan çıkartılıp bu tarif yoğurtlu da yapılabiliyor ve duyduğuma göre yoğurtlu versiyonu gayet lezzetli oluyor.Bir gün onu da denemeyi düşünüyorum ama şimdilik işte benim zeytinyağlı taze fasülye kavurmam...
 
 
Verdiğim ölçüler ile sadece yukarıdaki tabak kadar kavurma çıkıyor.Ben 4 kişi için yapmıştım, biraz da çeşidim çok olunca yetti de arttı bile.
 
Malzemeler:
  • Yarım kilo taze fasülye
  • 1 adet kuru soğan
  • 4 yemek kaşığı zeytinyağı
  • 4-5 adet kornişon turşu
  • Konserve mısır
  • 1 tatlı kaşığı tuz
  • 1 çay kaşığı toz şeker
Yapılışı: Taze fasülyemizi yıkayıp yan kılçıkları ile birlikte baş kısımlarını ayıklayalım ve küçük küçük doğrayalım.Kuru soğanı çok minik olmayacak şekilde doğrayalım ve zeytinyağında kavuralım.Kavrulan soğanların üzerine doğranmış fasülyelerimizi, tuzumuzu ve şekerimizi ekleyip tenceremizin ağzını kapatalım ve ara ara karıştırarak fasülyelerimizin kendi suyu ile kavrulmalarını sağlayalım.Fasülyelerinizin cinsi çok sert değilse ekstra suya ihtiyacınız olmadan fasülyelerinizi kavurabilirsiniz.Aksi durumda çok az su ekleyebilirsiniz.
 
Fasülyelerimiz kavrulunca tamamen soğumasını bekleyelim ve soğuyunca dilediğimiz kadar konserve mısır ve 4-5 tane ince doğranmış kornişon turşumuz ile karıştırarak buzdolabında iyice soğumasını bekleyip servis edelim.

23 Kasım 2012 Cuma

FIRINDA SEBZELİ ÇİNEKOP

İşte dün akşamki balık keyfimiz...Haftayı balıksız geçirmek istemediğimiz için işten eve gelince eşimle apar topar hazırlayıp attık çinekopları fırına.Biraz da sebzelerle karıştırdık gayet güzel oldu balıklarımız.
 
 
 
 
Gerçi yemesi oldukça zahmetli bir balık hem küçük hem de bol kılçıklı olduğu için ama akşamımızı renklendirmeye yetti.Hem de doğmamış bebikimiz de ilk defa çinekop balığını tatmış oldu.Ama tahminimce pek hoşlanmadı ki her akşam karnımda akrobatik hareketler yapan oğluşum dün akşamı bir kaç pıtırcıkla geçirdi =)
 
Tarifime gelince malzemeler 2 kişi için, siz kişi sayısına göre çoğaltabilirsiniz.Ben kişi başı 4 adet çinekop düşünerek toplamda 8 adet pişirmiş oldum.
 
Malzemeler:
  • 8 adet çinekop
  • 1-2 adet patates
  • 1 adet kuru soğan
  • 1 adet domates
  • Tuz
  • Karabiber
  • Zeytinyağı
  • Biraz tereyağı
  •  
 
Yapılışı:Fırın tepsimizi yağlayalım.Halka doğranmış soğanımızı tepsiye yayalım.Üzerine ayıklanıp yıkanmış ve suyu süzülmüş çinekoplarımızın içini biraz tuzlayarak dizelim.Balıklarımızın kenarlarına ve üzerine de halka doğranmış domateslerimizi ve patateslerimizi dizelim.Bütün malzemelerimizi dizdikten sonra üzerlerine ince bir şekilde zeytinyağı gezdirip tuz ve karabiber serpelim.En son balıklarımızın üzerine bıçağın ucu ile biraz biraz tereyağı bırakalım ve 170 derecelik fırınımızda patateslerimiz yumuşayana kadar pişirelim.

19 Kasım 2012 Pazartesi

KIYMALI KREP DÜRÜM

Ama bu maydanoz bana yetmezki =))) Dürüm için kıyma kavururken baktım kirpi yetiştirdiği maydanozu getirmiş mutfak masasının üzerine koymuş.Organik maydanoz yetiştirmiş bizim için.Ben de tadımlık da olsa kullanıverdim bu sevimli maydanozu =)
 
 
Kirpiyle en güzel hafta sonu keyiflerimizden bir tanesi kıymalı krep dürüm...Evdeysek ve canımız şöyle keyifli bir şeyler yemek istiyorsa hemen bunu yapar bir güzel keyifle tüketiriz.Eti kıyma olarak yemeyi seven ben ile krepe bayılan kirpinin lezzetini birleştirerekten böyle bir lezzet oluşturduk ve gayet de memnun kaldık.Arada krep dürüm günleri düzenliyoruz =)
 
 
 
 
 
Verdiğim ölçüler ile normal boy krep tavasında 8-9 adet krep oluşturup ona göre iç hazırlayabiliyorsunuz.
 
Malzemeler:
 
Krep için:
  • 2 su bardağı un
  • 4 su bardağı süt
  • 2 yumurta
  • 1 çay kaşığı tuz (tepeleme olmasın)
  • 1 tutam toz şeker
  • Çok az sıvıyağ
 
Kıyma Kavurması için:
  • 1 büyük kuru soğan
  • 3 adet sivri biber
  • Yarım kilo kıyma
  • Bir tutam maydanoz
  • 3-4 yemek kaşığı sıvı yağ
  • 1 yemek kaşığı salça
  • Tuz
  • Karabiber
Yapılışı:Öncelikle kıymamızı kavuralım.Sıvı yağımızda yarım ay şeklinde doğradığımız soğanımızı biraz kavurup sonra minik doğranmış biberlerimizi ekleyerek tamamen kavuralım.Salçamızı ve kıymamızı da ekleyip arada karıştırarak tavamızın ağzı kapalı bir şekilde kıymamızı iyice pişirelim.Kıymalar da pişince artık ocağımızın altını kapatıp doğranmış maydanozlarımızı ekleyelim ve ağzı kapalı bir şekilde kavurmamızı dinlenmeye bırakalım.
 
 
Arkasından kreplerimizi hazırlayalım.Bütün krep malzemelerini karıştıralım ve teflon tavamıza bir kepçe dökerek önlü arkalı pişirelim.
 
 
Krep ve kıymalarımız hazır.Domates,kızarmış patates ve maydanoz eşliğinde kıymamızı kreplerimize sarıp afiyetle tüketebiliriz.
 

 
Bu arada son bir not...Ben patateslerimi actifry ile kızartıyorum hani şu bir kaşık yağ ile patates kızartması hesabı.Gayet memnunum kendisinden alacaklara tavsiye edebilirim.Hem kızartmanın başında beklemiyorum hem az yağ kullandığım için artık yağ oluşumu olmuyor ve hafif bir kızartmayla da daha eksik kalori alıyorum =)
 

10 Kasım 2012 Cumartesi

YALANCI GÖZLEME

Ata'mızı kaybettiğimiz bu günde yayınıma geçmeden önce hemen küçük bir mesaj vermek istiyorum.Bugün saat 9.05 de Maltepe-Kadıköy sahil yolunda trafik bir iki kişinin dışında maalesef durmadı.Ama Bağdat caddesinde trafik tamamen durmuş iş arkadaşımdan aldığım bilgiye göre.Bağdat Caddesi'nden yukarı tarafta kalanlar çok mu duyarsızlaştınız bilemedim ama her gün trafikte saatlerce beklemek zorunda kaldığımızı düşünürsek 1 dk. mızı Atamız için ayırmak bu kadar da zor olmasa gerek diye düşünüyorum.Atatürk sevgisini çocuklarımıza daha onlar çok minikken vermek ve bu ülkenin kurtuluş mücadelesini her zaman anlatmak zorunda olduğumuzu ve bu sevginin onlar daha küçücükken kalplerine düşmesi gerektiğine inanıyorum, Atamızı saygıyla anıyorum.

Bugünkü yayınımıza gelecek olursa, cumartesi çalıştığımız için iş yerinde en azından kahvaltı yaparaktan günü keyiflendirme çabalarına devam ediyoruz biz.Geçen haftalardan birinde kahvaltı için yalancı gözleme yapmıştım.İşe gelmeden önce hemencecik 10 dk içerisinde hazırlayıp getirmiştim börekleri.Aylin'de bu hafta tava böreği yapmıştı bize.Önce onu yayınlamak isterim.Daha önceden bu pratik böreğin tarifini burada vermiştim yine.

 
Bu da benim yalancı gözlemem =) Şipşak hemen hazır kirpi çok seviyor bu böreği.İç malzemesi olarak dilediğiniz içi kullanabilirsiniz.Ben burada ne kadar patates kullanmış olsam da en çok peynirlisini beğenirim.
 

Yapılışı: Yufkamızı açık bir şekilde setimizin üzerine serelim.Fotoğraftaki gibi bir tarafını katlayıp üzerine iç malzememizi yerleştirelim.Sonra yine fotoğraflardaki sırayla yufkamızı kapatalım.Yufkanın uç kısımlarına açılmasın diye fırça ile su sürebilirsiniz.Daha sonra da biraz sıvı yağ döktüğümüz teflon tavamızda yufkalarımızın iki yüzünü de sırayla pişirelim.
 
 
 
 

7 Kasım 2012 Çarşamba

MISIR

Yağmurlu ve karanlık bir İstanbul günü...Günümü aydınlatan en güzel şeylerden birisi ise miniğimin sabah sabah karnımda yarattığı pıtırcıklar ve henüz cılız olan hareketleri.5 gün önce ilk kez annesine hareketini hissettiren bebişim nihayet günler sonunda tekrardan arka arkaya ufacık tekmelerini pıtırdataraktan bu soğuk sabahı umursamamamı sağladı =)
 
Bloğuma şöyle bir baktımda bu arada yine arayı uzatmışım o yüzden kısa süre önce yine kirpi ile yaptığımız küçük bir şeyden bahsetmek istedim.Salatalarda mısıra bayılan fakat konserve mısır kullanmaktan gına gelmiş bir çift olaraktan pazardan aldığımız mısırları hazırlayıp buzluğumuzda depoladık.Şanssızlık mısırlarımızın cinsi biraz sert çıktı biz de onları salatalar yerine mısır çorbasında kullanmak üzere poşetleyerek buzluğumuza yerleştirdik.
 
 
Öncelikle mısırları yıkayıp ortadan ikiye bölüp bir güzel düdüklüde haşladım.Ardından fotoğrafta gösterdiğim gibi tanelerine ayırdık.
 
 
Birbirine bitişik olan mısırları iyice ayırarak kilitli buzdolabına yerleştirdim.Mısır çorbası için yeteri kadar depo oluştu sanırım.Artık salatalarda da konserveye devam ne yapalım =)
 

16 Ekim 2012 Salı

İNSANLIK İÇİN KÜÇÜK BİZİM İÇİN BÜYÜK BİR MÜJDE =)

Kirpi ve benim aylardır içimiz içimize sığmıyor.Kendimizi geleceğe dair hayal kurarken buluyoruz çoğu zaman.Zaman zaman oturup neler yapmamız, nasıl davranmamız gerektiğini konuşuyor sürekli ihtimalleri hesaplıyoruz.Hayatımız aylardır bu şekilde akıp geçiyor bir süredir.Bize tüm bunları yaptıran ise sadece 14 cm boyunda minicik bir mucize.Ara sıra uykumu getiren, ekşi meyvelerle aşk yaşamamı sağlayan, tartıya çıktığımda kiloları yukarı çeken bir mucize =)
 
Son zamanlardaki favori meyvem.Yeni çıkmışından ekşi ekşi mandalina...
 
 
 
Yaklaşık 5-5,5 ay sonra bebişimiz inşallah kollarımızda olacak.Henüz kesinleşmiş bir adı yok fakat kirpi onu ilk günden beri oğluşum diye seviyor.Onun altıncı hisleri cumartesi günü doktor tarafından da doğrulanmış oldu.Doktorun ultrasonda işte bu da pipisi demesi üzerine bebişimizin bir erkek olduğunu ve babasının ilk günden beri doğru hissettiğini anlamış bulunuyoruz =) Şimdi sabırsızlıkla takvimlerin 5 nisan 2013'ü göstermesini ve oğluşumuzun dünyaya gelmesini bekliyoruz.
 

29 Eylül 2012 Cumartesi

DONDURMALI İRMİK HELVASI


İrmik helvasını bir süre önce bir de bu şekilde denedim.İçine bir güzel maraş dondurması koyup üzerine de çikolata sos dökerek onu iyice kalori bombardımanı yaptım =)
 


Kabul ediyorum çikolata sos artık fazla kaçtı illa süslemek isterseniz tarçın ya da antep fıstığı gibi daha masum şeyler kullanabilirsiniz.
 
Nasıl yaptığıma gelince irmik helvamın tarifini daha önceden hatta bloğumun ilk yayınında burada vermiştim.Şimdilik yapılış aşamalarının da fotoğraflarını eklemek istedim.

 
 
Helvanızı yaptıktan sonra biraz ılıması servise hazırlamanız için yeterli.Önce küçük bir kasenin içini streç film ile kaplayıp uçlarını dışarıda bırakın ve içine irmik helvasını koyup ortasını çukurlaştırarak dondurmanızı da buraya yerleştirin ve dondurmanın da üstüne tekrar irmik helvası koyarak iyice bastırıp düzeltin ve kasenizi bir tabağa ters çevirin.Streç film bu aşamada helvayı kaseye yapışmadan rahatlıkla tabağa almanızı sağlayacaktır.Sonra da süsleyip hemen servis yapın yoksa benimkisi gibi birazcık bekletseniz bile dondurma helvanın arasından kaçak yapıverecektir...

27 Eylül 2012 Perşembe

TAVADA PANGA FİLETO

Hafta sonu denediğimiz bir şeyden bahsetmek istedim bugün.Daha önce Mine Ablam'da sıklıkla yediğimiz ve çok beğendiğimiz bu balığı bir de kendimiz alıp denedik.
 
Balık Panga Balığı...Vietnam'dan ithal ediliyor, fileto olarak hazırlanmış vaziyette donmuş ürünler bölümünde Metro Market'lerde satılıyor.Tamamen kılçığından ayıklanmış bu balığı evde kendimiz bir sos hazırlayıp yağda kızartıp börek misali yiyoruz.Balık yağsız bir balık olduğundan tavada kızartınca lezzeti dengeliyor kendini ve gayet pratik bir yemek oluyor.Merak edenler için tarifim...
 
 
 
Malzemeler:
  • Panga balığı (Kişi başı bir fileto yeterli oluyor özellikle de yanında çorba gibi yardımcı bir yemek varsa)
  • Kızartmak için bol sıvı yağ
  • Bulamak için un
Sos malzemeleri:
Verdiğim sos ölçüleri 5-6 panga fileto için rahatlıkla yeterli gelecektir.
  • 1 su bardağı un
  • 1 şişe sade soda
  • 1 yumurta
  • Tuz
  •  
 
Yapılışı: Öncelikle buzluktaki balığınızı önceden dışarı çıkartmış ve çözdürmüş olmanız gerekiyor.Daha sonra sos malzemelerimizi karıştırarak bulamaç kıvamındaki sosumuzu hazırlayalım ve ayrıca bir tabağımıza da sade un hazırlayalım.Balıklarımızı önce sade una sonra hazırladığımız sosa en sonunda da tekrar sade una bulayıp bol yağda iyice kızarana kadar kızartalım.Afiyet olsun...

15 Eylül 2012 Cumartesi

FIRINDA IZGARA ÇİPURA

Balığı fırının ızgara telinde pişirmeyi deneyen var mı? Biz geçtiğimiz hafta sonu denedik güzel de oldu.Daha önceden burada balığı poşette buğulama gibi pişirerek yapılan bir tarif vermiştim.Bir de balığı ızgara havasında yemek istedik ve ızgara makinemiz olmayınca bu yöntemi denedik.
 
 
Edindiğim tecrübeyi şu şekilde paylaşabilirim ki kızartmaya göre çok daha az koku çıkıyor fakat poşette pişirmeye göre biraz daha kokulu ve kirletici bir işlem oluyor ama lezzeti gayet yerinde oluyor.Zaten çipurayı kızartma düşünemiyorum çünkü bu güzelim balık en çok buğulama ya da ızgara yapılmayı hak ediyor bence.Peki nasıl yaptık biraz onu anlatayım.
 
Yapılışı: Balıkçıda temizlettiğimiz çipuralarımızı bir güzel yıkadık ve hem içini hem de dışını fırça yardımıyla yağlayıp ardından tuzladık ve önceden ısıttığımız 180 derecelik fırınımızın sadece üst ızgara ayarını çalıştırarak balıklarımızı fırın telinin üzerine yerleştirdik.Telin altına da içine çok az su koyduğumuz tepsimizi yerleştirdik.Böylece akan yağ ve balık suyu fırınımızı mahvetmemiş oldu.
 
 
 
Balıklarımızın üzeri iyice kızarınca öbür yüzünü çevirip bir de bu yüzünü pişirdik ve sıcak sıcak servisimizi yaptık.Yanına da bir mercimek çorbası, bol yeşillik ve domatesli soğan salatası ayarladım.Sadece son şunu belirtmek isterim balığınız ızgaraya çok az yapışabilir ama önemli bir zayiat olmaz afiyet olsun =)

10 Eylül 2012 Pazartesi

DOMATES KONSERVESİ

Uzun aralar vererek yazdığım tariflerime bu sefer sıcak sıcak bir yayınla devam etmek istedim.Domates mevsimi kapanmadan kirpi ile birlikte konservelerimizi nihayet yaptık ve geriye sizinle paylaşmak kaldı.İşte bizim konserve maceramız...
 
 
Eğer sebze hali yakınınızda ise domateslerinizi halden almanızı tavsiye ederek başlayabilirim sanırım.Pazar fiyatı ile karşılaştırdığımızda neredeyse yarı fiyatına alabilirsiniz domatesleri ve yine halden almayı düşünenlere bir tavsiye kirpi hale gidip domatesleri alıp eve döndüğünde daha sabah ezanı okunmamıştı =) Evet erkenden gidip gönlünüze göre domates seçebilirsiniz...Halde kasa ile satılıyor domatesler ve bizim aldığımız kasa 9-10 kilo civarındaydı.Sonuçta alınan 2 kasa yani 18-20 kilo civarı çanakkale domatesinden 12 kiloya yakın konserve çıkardık.

İşte lafı çok uzatmadan cumartesi günümüzün ürünleri ve domates konservemizin yapılış aşamaları...
 
Öncelikle ihtiyaca göre farklı gramajlarda ayarlanmış konserve kavanozlarımızı bir güzel yıkayıp kuruladık ve masamızın üzerine dizip hazır bir şekilde beklettik.

 
 
Ardından yıkayıp setimizin üzerine yığdığımız domateslerin kabuklarını bir güzel soyduk.Eğer domateslerinizin kabukları zor soyuluyorsa domateslerinizi önce sıcak suyun içinde bekletip daha sonra kolaylıkla soyabilirsiniz bizim bu aşamaya ihtiyacımız kalmadı.
 
Daha sonra kabuklarını soyduğumuz domateslerimizi küp küp doğradık.
 
 
 
Ve kaynatmak üzere tencerelerimize yerleştirdik.İnsanın böyle işler için büyük boy tenceresi olmayınca işte böyle parça parça yapmak zorunda kalıyor =) Olsun en azından domateslerin üç ayrı aşamasını gösterebilirim size bu fotoğraf ile...
 
En önde neredeyse olmuş domatesleri, onun arkasında daha kaynama aşamasının orta aşamalarında köpük üreten domatesleri ve onun yanında da daha yeni tencereye koyulmuş domatesleri görebilirsiniz.
 
Bu arada unutmadan domateslerinizi ocağa koyduğunuzda küçük bir tencereye de yeni alınmış kavanoz kapaklarınızı koyup kaynatmaya başlayabilirsiniz.Evet konservelerinizin tutması için bu aşama önemli hem kapaklar yeni olmalı hem de kaynayan suyun içinde olmalı.
 
Bu aşamadan sonra artık domateslerimizi alma zamanı.Üzgünüm ki size ne kadar kaynatmanız gerektiği konusunda dakika veremem.Çünkü bu tamamen domatesinizin cinsine ve suyuna bağlı.Sadece şunu söyleyebilirim domateslerin çok sulu kalmaması gerekiyor ama suyunu da tamamen çekmemesi gerekiyor...
 
En minik boy cezvemizi kullanarak hala kaynamakta olan domateslerimizden kaynar bir halde alıp kavanozlarımıza kaynar kaynar doldurmaya başladık.Kavanozun ağzına bulaşan domatesi hemen silip diğer tencereden de maşa ile aldığımız kaynar kapağı havlunun da yardımıyla kavanozlarımızın ağzına sıkıca kapattık ve mutfak setimizin üzerine hemen ters çevirdik.Bu aşamada önemli olan tenceremizin altını kesinlikle kapatmıyoruz domates bir yandan kaynamaya devam ediyor.Bir kavanozu doldurup hemen ağzını kapatıp ters çevirip sonra diğer kavanoza geçiyoruz.Yoksa konserveniz tutmaz benden uyarması =)Ters çevrilen kavanozları iki gün yerinden oynatmıyoruz.Eğer domatesler dışarı sızma yapmadıysa konserveniz tutmuş demektir.Artık onları oda sıcaklığında güneş almayan bir yerde muhafaza edebilirsiniz.
 
 
 
Ha kendinize biraz daha iş çıkarmak mı istiyorsunuz.O zaman biraz da biber çıkarıp domateslerimizin bir kısmını menemenlik ayarlayabiliriz.Biz  tatlı biber kullandık bu işlem için.Önce biberlerimizin içini bir güzel temizleyip minik doğradık ve kalan doğranmış domateslerimizi de biberlerle birlikte kaynattık.
 
 
 
İşte sonuç...Yemeklik olarak kullanacağımız domatesler için 500 gr lık kavanozları kullandık.Menemen için ise 1 kg lık kavanozlarımızı tercih ettik.Çünkü bu kavanozları bir kez açtığınızda en fazla ertesi güne kadar tüketmeniz gerekli yoksa bozulurlar.O yüzden tek kullanımlık miktarınıza göre ihtiyaçlarınızı belirleyip kavanoz boylarınızı ayarlayabilirsiniz.
 
Aslında 1 kg lık menemenlik domateslerden 1 tane daha vardı ama burada yok çünkü biz onu hemen pişirip yedik.Bir bakalım değil mi nasıl olmuş =)
 
 
 
 
Not: Bu kadar bilmiş bilmiş anlattığıma bakmayın ben de kirpi de ilk defa yapıyoruz aslında bu konserve işini.En büyük şansımız konserveleri yapmadan önce abla ve anne tavsiyesi alıp bu işin inceliklerinin bilgilerini dinlemek ve eşimle birlikte kafa kafaya vererek öyle işe girişmekti.Sonuçta başardık konservelerimizde akan kaçan yok hepsi tuttu...

29 Ağustos 2012 Çarşamba

DERYA'NIN VİŞNELİ KAKAOLU KEKİ

Proje üzeri limonlu çay ve yanında mis gibi vişneli kakaolu kek keyfi =)
 
 
Bugünkü iş günümüze Derya'nın yaptığı mis gibi kek ile başladık.Daha önce yaptığı portakallı kekten sonra anladımki kendisi mimarlık hayatının henüz çok başlarında olmasına rağmen (bildiğiniz çömez yani =)) kek konusunda çoktan uzmanlaşmış bayıla bayıla yedim ben.İşte kekin tarifi:
 
Malzemeler:
  • 4 yumurta
  • 1,5 su bardağı şeker
  • Yarım su bardağı sıvı yağ
  • 1 su bardağı süt
  • 2 su bardağı un
  • 2 yemek kaşığı kakao
  • 2 yemek kaşığı nescafe
  • 1 paket vanilya
  • 1 paket kabartma tozu
  • 1 su bardağı vişne
Yapılışı: Klasik kek yapılışı =) Yumurta ve şekeri iyice çırpalım.Yağımızı ve sütümüzü ekleyip tekrar çırpalım.Daha sonra vişne dışındaki kalan malzemelerimizi de ekleyip son bir kez daha çırpalım.En son çekirdeklerini çıkardığımız vişneleri ekleyip kaşık yardımıyla karıştıralım ve yağladığımız kalıbımıza karışımımızı dökelim.160-170 derecelik fırında pişirelim...

28 Temmuz 2012 Cumartesi

İFTAR SOFRASI I

İşte ilk iftar soframla karşınızdayım.Ramazan'ın ikinci günü ilk iftar misafirlerimi aldım.Ya misafir dediğime bakmayın aslında annem, babam ve iki kardeşim bizimleydi.Benim dışımda herkes oruç tuttuğu için yine de özenli bir sofra hazırlamaya çalıştım kendimce.



İşte menüm:
  • Mercimek Çorbası
  • İftariyelikler
  • Peynirli Gül Böreği
  • Yoğurtlu Kabak Salatası
  • Zeytinyağlı Barbunya
  • Mısırlı Domates Salatası
  • Fırında Patates eşliğinde Ispanaklı Tavuk Sarma
  • Garnitürlü Pilav
  • Fındıklı Etimek Tatlısı





İftar menümden bugünlük Ispanaklı Tavuk Sarma'nın tarifini vermek istiyorum.Barbunya ve çorbamın tarifini eski tariflerimden bulabilirsiniz.


Malzemeler:
  • 12 adet iyi inceltilmiş tavuk göğsü
  • 3 tane patates 
İç malzemesi:
  • 1 kg ıspanak
  • 1 adet kuru soğan
  • 3-4 yemek kaşığı sıvı yağ
  • Pul biber
  • Tuz
  • Kaşar peyniri
Sos malzemesi:
  • Yarım su bardağından biraz fazla sıvı yağ
  • 3 domates
  • Tepeleme 1 yemek kaşığı salça
  • Kekik
  • Karabiber
  • Pul biber
  • Tuz
Eğer çeşidiniz bolsa kişi başı birer tane tavuk sarma yeterli olacaktır.Benim fırınım küçük boylardan ve içine tam 11 adet sığdırdım.


Yapılışı: Soğanlarımızı ince doğrayarak sıvı yağda kavuralım ve ince doğranmış ıspanaklarımızı ve baharatlarımızı ekleyerek içimizi pişirelim.

Tavuk sarmalarımızın iç yüzüne biraz tuz ve karabiber serpelim.Hazırladığımız ıspanaklı içimizden iki yemek kaşığı ve kaşar peynirinden 1-2 ince dilimi tavuklarımızın bir kenarına yerleştirelim.Daha sonra tavuklarımızı sarıp kürdan ile tutturalım.Dilerseniz üzerine de kaşar dilimi yerleştirebilirsiniz.

Sos malzemelerini karıştıralım ve kızartmalık şeklinde doğranmış patateslerimizi bu sosa bulayıp tavuklarımızın arasına serpiştirelim.Patateslerden arta kalan sosumuzun tamamını tepsimizin içine dökelim ve tavuklarımızı fırınımızda pişirelim.

Not: Aslında tavuk sarma en güzel galeta ununa bulanıp kızartıldığında oluyor.Çünkü göğüs eti zaten kuru bir ettir ve fırında tariflere çok da uygun değildir.Fakat akşama kadar aç kalmış midelere zarar vermemek adına ben fırında pişirmeyi tercih ettim.Güzel miydi güzeldi fakat tavuk sarmanızın hakkını vermek istiyorsanız bence kızartmalısınız.