24 Mart 2012 Cumartesi

HAVUÇLU TOPLAR

Bebek ziyaretine gidiyoruz...20 gün önce doğum haberini verdiğim Semin bebeği görmeye gidiyoruz.Giderken değişiklik olsun diye havuçlu toplardan yapmaya karar verdim.En alta da yine ! kek yapan eşimin artan kek hamurunu kupada pişirerek değerlendirme çabasını verdim.Bir zamanlar kurabiye canavarı vardı susam sokağında.Sen de kek canavarısın kek =)


Malzemeler:
  • 9-10 adet orta boy havuç
  • 1,5 su bardağı toz şeker
  • 2 paket pötibör bisküvi
  • Yarım su bardağı ceviz
  • 1 tatlı kaşığı tarçın
  • 1 paket vanilya
  • 40 gr margarin

Yapılışı: Havuçları ince bir şekilde rendeleyelim.Bir tavada rendelenmiş havuçlar ile 1,5 su bardağı toz şekeri pişirelim.Havuçlar önce suyunu salacaktır tekrar suyunu çekip havuçlar yumuşayana  kadar pişirelim.Pişen havuçlarımızı ayrı bir kaseye alalım.Ilıyan havuçlarımızın üzerine rondoda iyice çekilmiş bisküvileri, az çekilmiş cevizleri, vanilyayı, tarçını ve eritilmiş margarini ekleyerek karışım iyice bütünleşene kadar yoğuralım.

Karışımdan bir miktar alarak cevizden küçük toplar yapalım ve hindistan cevizine bulayıp servis edelim.Bu ölçüler ile 46 adet havuç topu oluşuyor afiyet olsun...

Bunlar da kirpimin kupa kekleri =)


     
     

19 Mart 2012 Pazartesi

YOĞURTLU MOR LAHANA SALATASI

Yeni bir hafta daha...Güneşli günlere başlıyoruz sanırım bu sefer.Koca hafta sonu ne yaptın yemek adına deseniz koca bir hiç neredeyse.Yemek yapmak yerine gezmek tozmak var...Ha unutmadan bir de derbi...Hani şu umutsuz bir şekilde yenilecek miyiz yoksa derken skoru berabere yapmayı başardığımız derbi =) İstiklal'de güzel bir günün akşamından eve dönerken maçın ikinci yarısında stadın önünden geçmemiz gerekti ve kocaman bir sessizlik vardı stadın önünde beklenenin aksine.Oysa daha ikinci golü atmamıza daha en az 5 dakika vardı ama fırtına öncesi sessizlikti herhalde.Neyse puan kazandık sayılmaz ama vermedik ya o da güzel...

Neyse hafta sonu bloğuma koyabileceğim sadece bu tarifim oldu kısaca.Yani köftelerin yanına yaptığım mor lahana salatam.Mor lahana ile geçmişimiz uzun aslında.Kendisinin bana alerji yaptığını düşünerekten tam 1 yıl boyunca yemedim.Çünkü iki kez yakın aralıklarla besin zehirlenmesi geçirdim ve iki zehirlenmede de ortak yediğim besin mor lahana olunca bütün suçu ona attım ve bir yıl boyunca yemedim.Sonra bir gün deneme amacıyla ucundan mor lahana denemesi yapıp vücudumun tepki vermediğini görünce bir yıl boyunca yanlış besini yargılayıp idam ettiğimi anlamış bulundum.Bendeki de delilik işte git bir test yaptır çıksın alerjin varsa.Sonuç olarak bünyemin neye bu kadar tepki verdiğini hala bulmuş değiliz şükür bir daha da başıma böyle bir zehirlenme olayı gelmedi zaten.


Mor lahanadan korkmayınca e rahatça yaptım yemeğin yanında.Mor lahanayı bu şekilde değerlendirmeyi sevgili yengemden görmüştüm.Soğanla birlikte kavrulunca güzel bir yardımcı yemek olabiliyor mor lahana.Bir çeşit meze de diyebiliriz.İşte tarifim...

Malzemeler:
  • Yarım mor lahana
  • 1 adet orta boy soğan
  • 4 yemek kaşığı sıvı yağ
  • 5 yemek kaşığı yoğurt (tepeleme dolu dolu)
  • 1 tatlı kaşığı tuz
  • 1 diş sarımsak
  (Ölçü 3-4 kişiliktir)


Yapılışı: Soğanlarımızı ince uzun doğrayalım ve sıvı yağda biraz kavurup incecik ve uzun doğradığımız lahanalarımızı ilave edip kavurmaya devam edelim.Lahanalarla birlikte soğanları 3-4 dakika daha kavurduktan sonra tuzunu ekleyip karıştıralım ve ocağımızın altını iyice kısarak tavamızın kapağını kapatarak lahanaları 3-4 dakika kendi buharında pişirelim.Pişen lahanaları ayrı bir kaba alarak soğutalım ve sarımsaklı yoğurt ile karıştırıp servis edelim.İsteyen ceviz ile süsleyebilir.

13 Mart 2012 Salı

ZEYTİNYAĞLI BARBUNYA

Tamamen polar battaniye ve elden düşmeyen mendil eşliğinde hasta geçen bir hafta sonundan sonra ancak bugün kendimi toparlanmış hissedebiliyorum.Tüm kışı hasta olmadan geçirdim sanırım diye sevinirken sevgili kış bitmeden bir hastalık konduruverdi bana.Eşimle birlikte şöyle bir hasta olduk şükür atlattık.Tabi yine uzun süredir yazılmayı bekleyen tariflerim biriktiler.

Önceki haftalarda evimizde yabancı bir konuk ağırladık ve ona klasik Türk mutfağının yemeklerinden oluşan bir menü hazırladık.Soframızın güzel bir fotoğrafını çekemedim ama yemeklerin ayrı ayrı da olsa fotoğrafları olduğundan en azından üzerinden daha fazla zaman geçmeden menümüzü yazmak istedim.Peki menümüzde neler vardı =)
E bir yabancı Türkiye'de bir eve misafir olduğunda ne yemek ister diye düşündüm tabi ki klasik Türk yemeklerini tatmak isteyecektir dedim ve sonra düşünmeye başladım ne yapsam diye.Dışarıda ne de olsa kebap döner tadacaktır e zaten ben de bir kebap ustası olmadığıma göre ona kendimce klasik ev yemeklerimizden sunabiliriz diye düşündüm.Aklıma ilk gelen ana yemek de karnıyarık oldu.Patlıcanı bu şekilde dünyanın başka hiçbir yerinde göremezdi herhalde =) Sonra da tabiki meşhur mantımız olmadan olmazdı dedim ve yardımcı yemeklerimi de ekleyerek böyle bir menü oluşturdum.Baklava tabi ki hazır olanından henüz o kadar ustalaşamadım.Önce annemden bir baklava kursu almam lazım ondan sonra inşallah =)


Menümüz içinden bugün için zeytinyağlı barbunyayı yayınlamak istedim.Zaten mercimek çorbası ve karnıyarık yemeğinin tariflerini daha önceden paylaşmıştım.Mantıyı da en kısa sürede yapım aşamaları ile birlikte yayınlayacağım.

Bu arada aman atlamadan belirteyim patlıcanları sevgili kocam kızarttı.Şimdi burada belirtmezsem yine bana niye sana yardım etmedim mi ben, karnıyarıkları ben kızartmıştım yok maydanozları ben doğramıştım, yok patlıcanları ben alacalı bulacalı soymuştum yok şöyle yok böyle der en iyisimi belirteyim.Ellerine kollarına sağlık kocacığım =) İşte tarifim:
Malzemeler:
  • 2 su bardağı barbunya
  • 2 adet orta boy havuç
  • 1 adet büyük kuru soğan
  • 2 adet orta boy domates
  • 1 diş sarımsak
  • Bir tutam maydanoz
  • 5 yemek kaşığı zeytinyağı
  • 1-1,5 yemek kaşığı salça
  • Tuz
  • 1 adet kesme şeker
(Ölçüler 5-6 kişilik yemek içindir.)

    Yapılışı: Önce barbunyalarımızı yarım haşlayıp süzelim ve haşlama suyunu bir daha kullanmayalım.Ben düdüklüde haşlamayı daha pratik buluyorum.Bu yüzden düdüklünün sesi çıkmaya başladığı andan itibaren barbunyaları 10 dakika kadar haşlıyorum.İlk haşlama sonunda barbunyalarımız tam haşlanmış olmamalı.

    Daha sonra yağımızda minik minik doğradığımız havuçları birkaç dakika kavuralım ve incecik yarım ay şeklinde doğradığımız soğanı da ekleyerek kavurmaya devam edelim.Soğanlarımız da kavrulunca üzerine salçamızı ekleyip karıştıralım ve yarım haşlanmış barbunyamızı, tuzu, şekeri, rendelenmiş domatesleri, doğranmış sarımsağı ve barbunyaların üzerini geçecek kadar sıcak suyu ekleyip yemeğimizi pişmeye bırakalım.

    Ben bu ikinci pişirme aşamasında da düdüklü tencere kullanmayı tercih ediyorum.Barbunyalarımız zaten yarım haşlanmış olduğundan normal tencerede de kolaylıkla pişecektir.

    Barbunyalarımız iyice piştikten sonra ince doğradığımız maydanozları yemeğimizin üzerine serpiştirelim ve tenceremizin ağzını kapatarak dinlenmeye bırakalım.Yemeğimiz ılıdıktan sonra buzdolabında bekletip soğuk servis yapalım.


    7 Mart 2012 Çarşamba

    UN HELVASI

    Bir doğum yeni bir hayat...Dün akşam çok tatlı bir bebek daha gözlerini açtı bu dünyaya ve yeni bir hikaye başlattı kendisi için.Büyük ailemize bir üye daha katıldı, sevgili eşim üçüncü kez dayı ee ben de üçüncü kez yenge olmuş oldum =) Artık bir araya geldiğimizde beni oyun oynamak için çekiştiren üç tane bıcırık olacak.Biri koleksiyonlarını göstermek isterken biri yengesiyle her zamanki gibi bebekçilik oynamak isteyecek bakalım üçüncü bıcırığın istekleri bize neler gösterecek.Hep birlikte sağlıklı ve güzel günler geçirelim de her türlü oyun itinayla oynanır =)

    Güzel bir haberden sonra hafta sonu maceralarımızdan bir tanesini yayınlamak istedim daha fazla geç kalmadan.Biraz hastalanan eşime bir tatlı sürprizi yaptım ve un helvası yaptım onun için.Senelerdir yapmama rağmen eşime ilk defa yapmış oldum ve beğenilmiş olsa gerek mutfağa gelinip gidilip yenildi.İşte tarifim...



    Malzemeler:
    • 125 gr. tereyağı
    • 1,5 su bardağı un
    • 1,5 su bardağı şeker
    • 2 su bardağı süt
    Yapılışı: Öncelikle şekerimizi bir kasenin içindeki sütün içine ilave ederek kaşık yardımı ile karıştırarak biraz erimesini sağlayalım ve bir kenarda hazır bekletelim.

    Daha sonra tereyağımızı tavada eritelim ve elenmiş unu üzerine ekleyip sürekli karıştırarak kısık ateşte en az yarım saat kavuralım.Bir helvaya yapabileceğiniz en büyük kötülük onu yüksek ateşte çabucak kavurmaya çalışmak olacaktır.O yüzden kısık ateşin önemli olduğunu unutmadan büyük bir sabırla rengini alana kadar kavuralım unumuzu ve ocaktan indirmeden karıştırmaya devam ederek hazırladığımız şekerli süt karışımını ekleyelim üzerine.Bu aşamada unun topaklanmasına izin vermeden bir yandan sütü yavaş yavaş dökerken bir yandan da unumuzu karıştıralım.Unumuz suyunu biraz çekip kıvamını bulunca ocağımızın altını kapatalım ve ılıyınca tarçınla süsleyip servis edelim. 

    3 Mart 2012 Cumartesi

    PEYNİRLİ TAVA BÖREĞİ

    Dalgınlık ve unutkanlıklarla geçen bir haftayı geride bırakıyorum.Genellikle bir çok konuda dikkatli olan ben nedense bu haftayı biraz akıl dağınıklığı ile geçirdim.İnsan birden fazla şeye konsantre olup daha sonra da hepsini mükemmel bir şekilde yapmaya çalışınca böyle oluyor sanırım.O yüzden yapılan planların, halledilmesi gereken işlerin de bir sınırı var.Böyle zamanlarda uyguladığım klasik not tutma sistemine hemen geri dönüş yapmam gerekiyor.Evet genellikle çantasında küçük bir not defteri ile dolaşanlardanım.Aklıma bir şey gelince hemen yazıveririm.Aklımda takılı kalacağına defterimde yazılı dursun mantığıyla hareket ederim ve bu beni her zaman rahatlatır.O yüzden belirli aralıklarla oturur sakin kafayla defterime yakın zamanlı planlarımı, uzun süredir yapmam gereken ama yapmayı ertelediğim mecburi işlerimi ve unutmamam gerekli önemli şeylerimi not ederim.Özellikle mecburi yapılması gereken işlerin yapılması ertelendikçe insanın enerjisini nasıl azalttığını bilir bunları listenin başına ekler ve bir an önce de yapmaya çalışırım.Bu hafta bana gösterdi ki bir liste hazırlamanın daha zamanı gelmiş =)

    İşte listemin ilk sıralarında olmasa da küçük maddelerinden biri;

    Geçen hafta sonu annemlere gittiğimde yaptığın böreği bloğuna yaz =)



    Evet listenin bir maddesini hemen halledivereyim ve bütün hafta yazılmayı bekleyen şu böreğin tarifini bir yazayım.Tava böreğini bir süredir denemeyi istiyordum.Sevgili eşim ben o böreği çok seviyorum ama, ben o böreği çok seviyorum annemden nasıl yapıldığını öğrensene bir demeye başlayınca anladım ki bu böreği denemenin zamanı gelmiş =) Hemen daha önce bu böreği denemiş ve bana yapılışını anlatmış olan sevgili ofis arkadaşımın tarifinden yola çıkarak biraz da kendi ölçülerimi ekleyerek yaptım böreği.Bu arada annemin de daha önceden denemediği bir börek varmış ya bir yaşıma daha girdim.Tabi böyle basit börekler pek onun klasına uymuyordur alışmış anneciğim açma börekler, zahmetli hamur işleri bu kolay börek pek açmamıştır onu.Gün gelip de anneme de bir böreği ben öğrettim ya hadi hayırlısı =)


    Malzemeler:
    • 2 adet yufka
    • 1 tutam maydanoz
    • Yarım su bardağı süt
    • Çeyrek su bardağı sıvı yağ
    • 1 adet yumurta
    • 125 gr. beyaz peynir
    Yapılışı: Tava böreğini isminden de anlaşılacağı üzere tavada yapıyoruz ve ben kesinlikle bu börek için hamsi tavasını öneriyorum.Ben baştan normal teflon tavada yapmaya başlayınca tava değiştirmemek için bir daha hamsi tavasına geçmek istemedim fakat çevirmek için yine hamsi tavasının kapağından faydalandım.

    Öncelikle çatalla ezdiğimiz peynirimizi ve ince doğranmış maydanozlarımızı karıştırıp hazır bekletelim.Ardından süt, sıvı yağ ve yumurtamızı karıştırıp sıvı harcımızı da bir kenarda bekletelim.

    Tavamızı az yağ ile yağlayalım ve yufkamızı tamamen açık bir şekilde tavaya ortalayarak yerleştirelim.Kenarları tavanın dışında kalacaktır o şekilde bırakın.Hazırladığımız sıvı harcımızın bir kısmı ile yufkamızın üstünü iyice ıslatalım.

    İkinci yufkamızı ortadan ikiye bölüp yarımlardan birini tam tavanın içine sığacak şekilde buruşuk bir şekilde yerleştirelim ve tekrar sıvı harç ile ıslatalım.Üzerine hazırladığımız peynirli harcımızın tamamını yayalım.

    Yufkamızın diğer yarımını peynirli harcın üzerine yine buruşuk bir şekilde yerleştirelim ve sıvı harcımız ile iyice ıslatalım.

    En son olarak tavanın en altına yerleştirdiğimiz yufkanın dışarıda kalan kısımlarını en üstte toplayalım ve bu sefer çok hafif sıvı yağ gezdirerek böreğimizi orta ateşte ocağımızın üzerinde pişirmeye başlayalım.

    Alt yüzeyini çevire çevire pişirdikten sonra düz bir kapak yardımı ile böreğimizi ters çevirip diğer yüzünü de çevire çevire pişirelim.İki yüzünü de kızarana kadar pişirdikten sonra böreğimiz hazır afiyet olsun.